psikolojik danışmanlık ve rehberlik
  GESTALT - TERAPİ (Psikoterapi)
 

GESTALT - TERAPİ (Psikoterapi)

Gestalt almanca bir kelimedir. Türkçe karşılığı olarak "örüntü", "bütün" veya "biçim" kullanılabilirsede bunların hiç biri gestalt kavramında kastedileni tam olarak açıklayamaz.Bunun için gestalt sözcüğü aynen kullanılmıştır".Herkesin kendine özgü olarak bütünü algılaması ve bu algılamasının onun için olan anlamı" olarak açıklanabilir.
Gestalt yaklaşımında; insanın doğasına, varoluşcu ve olumlu bir şekilde yaklaşılmaktadır.Ancak insana bu olumlu şekilde bakış, insanlar iyidir şeklinde değildir.Bu anlayışa göre insanlar doğuştan ne iyidir, ne de kötüdür.Herkes doğal olarak her türlü özelliğe bir şekilde sahiptir, ancak bunlar çevre tarafından kabul görmediği içindir ki, bizler bu potansiyel özelliklerimizi sahiplenmeyiz.Birey merkeze alınmakla beraber çevresi ile olan etkileşimi de bütüncül bir şekilde ele alınmaktadır.Tüm canlılar gibi insanların da var olabilmek için başkalarına muhtaç olduğu, kendi başına yeterli olmadığı görüşü bulunmaktadır.Büyümek ve gelişmek için, insanlar çevreleri ile etkileşim içinde olmak zorundadır.Bu etkileşim çok karmaşık bir şekilde gerçekleşir. Etkileşim ne kadar artarsa birey o kadar fazla gelişme ve büyüme sağlar.
Anlamlı bütünler olarak düşünme ve buna göre algılama eğilimizden dolayı,yaşantımızda ne zaman belirgin olmayan birşeyle karşılaşırsak rahatsızlık duymaya başlarız ve bunu tamamlayarak anlamlı bir bütün oluşturmaya çalışırız.Belirsiz şeylerden anlamlı bütümler oluşturmaya çalışırken bazen ilkeler izlenmektedir.Bu ilkeler ;

a) Eylem ilkesi
b) Bütünler ilkesi
c) Kapatma ilkesi
d) Gereksinim ilkesi
e) Şekil- zemin ilkesi

Terapi süreci içinde danışanın farkındalığı başlangıçta zayıf ve sönük olmaktadır ancak zamanla bu giderek daha disiplinli şekle dönüşmektedir.İlk seanslarda proglemi ile ilgili konuşurken ne yaptığının farkında değildir, ses tonu ve bedeni ile ne yaptığının farkında değildir.Aslında tekrar tekrar aynı problemi konuşarak problemini çözmeyi engellemektedir.Giderek zamanla probleminin çözümünden kaçındığını fark eder, zamanla bu doğal gelişim sürecine (gestaltların oluşumunu ve yıkımını) nasıl engellediğini fark eder.Dahada önemlisi, farkında olduğunun farkında olmaya başlar.3 aşama, kendi tüm karakter yapısını anlamsıdır.Hangi staratejileri kullanarak kendisini daha az farkında olmaya yönelttiğini, bunu nasıl başardığını, hangi durumlarda ne gibi stratejiler kullandığını farkeder.Son aşama, bu aşamaya kadar kazandığı farkındalıklarını dışarıdaki yaşamı içinde nasıl yaşama geçireceğidir.
Gestalt Almanca bir sözcük olup “kendine özgü bir bütünlüğü olan şekil, örüntü” anlamına gelmektedir Geştalt psikolojisine göre her varlık bir takım parçalardan oluşur ama bu parçaların oluşturduğu bütünlük parçaların toplamından başka ve fazla bir şeydir. İnsan çevresinde!» olayları nesneleri, durumları bir bütün olarak algılar, onları oluşturan parçaları değil, Daha çok algı psikolojisi üzerinde duran geştalt psikologlarına göre her nesne bir zemin üzerinde algılanır. İnsan dikkatini bir nesneye, yönelttiğinde o nesne zeminden ayrılır, şekil olarak algılanır. Dikkat bir başka nesneye yöneldiğinde ilk nesne zemine geçer ikincisi şekil olur. Geştalt terapi geştalt psikolojinin bu temel kavramı yanında, psikanalizin, varoluşçu yaklaşım, ve Zen Budizm inancının temelini oluşturan kavramları yeni bir biçimde bütünleştiren ve buna dayanarak psikolojik sağlık alanına bazı yeni teknikler getiren bir terapi anlayışıdır.

Geştalt terapi yaklaşımını ortaya atan Frederic Pearls ( 1969 ) de, çoğu kuramcı gibi, başlangıçta psikanaliz ile ilgilenmiş ve onun yetersiz olduğu alanları görmüş bir kişidir. Pearls’a göre insan yaşamına bir bütün olarak başlamakta, ama büyürken, gelişirken geçirdiği rahatsız edici yaşantılar yüzünden bazı parçalan ile bağlantıları zayıflamakta ya da kopmaktadır. Terapinin amacı bu parçalanmışlığı bütünlüğe dönüştürmektir. Pearls’e göre bir gereksinmenin ortaya çıkması ile diğerleri zemine geçer ve bir parçalanma olur. O gereksinmenin karşılanması ile bütünlük ( geştalt ) tekrar oluşur. Bu defa başka bir gereksinme zeminden ayrılıp öne geçer bu defa onun giderilmesi için harekete geçilir ve bu süreç böyle devam eder. Pearls’e göre organizmanın net hücresi, her organı, her hangi bir fazlalığı atmaya, eksik olanı tamamlamaya ve böylece denge durumuna gelmeye çalışır. Bu dinamik sayesinde değişen koşullara karşın organizma homeostasis denilen bu kararlılığı korumuş -: Şimdi ve burada olma : Pearls insanların kendileri ile ve başkaları ile ilişkilerinde bütünleşme yolu olarak şimdi ve burada olana yoğunlaşmanın gereğine inanır. Şimdi ve burada olma» durumunun farkında olma, duyumları tam olarak alma, duygulanma ve bütünleşme, yaşarken ve davranışta bulunurken olup bitenlerin ayırdında olma demektir. Olan olmuş, olacak olan da henüz olmamıştır. Bir kimsenin sürekli geçmiş olaylar üzerinde durmasının ya da henüz olmamış olayları olmuş gibi değerlendirmesinin yıkıcı etkileri olacağı görüşündedir. Kaygı şimdi ile sonra arasındaki açıklıktır. Kişi şimdiki zamandan kopar, sürekli olarak gelecekle ilgilenirse kaygı duyar. Çünkü ya gelecekte olabilecek felaketleri düşünerek bunalıma girer ya da hiçbir zaman gerçekleşmeyecek harikulade durumlar hayal eder. Bunlara erişemedikçe hayal kırıklığı yaşarlar.

60'lı yıllarda ortaya çıkan ve bireyin bütünsel bir kişi durumuna gelmesini sağlamak için onun çanaklarını harekete geçirmeyi amaçlayan, hümanist ruhbilim akımı denilen amerikan akımına bağlı grup tedavisi.

Gestalt-terapınin kurucusu olan F Perls'ün esin kaynakları, W. Reich, M. Scheler, fenomenoloji ve özellikle K. Goldstein ile biçim ruhbilimidir. F. Perls'ün görüşleri daha çok kişinin şimdi ve buradaki bütünsel deneyimi üzerinde durur. Perls'e göre birey, deneyimini kendi öz gereksinimlerine bağlı olarak örgütler; örneğin, eğer açsa, tüm kişi "ben açım" tarafından örgütlenir. Kişinin geçici örgütlenmesini özellikle bedensel anlatım ortaya koyar. "Sağlıklı" bireyde varlık tarzı (biçim) varlık gereksiniminin (temel) yansımasıdır Kışı gereksinim içinde gelişir: karşılanan gereksinim, biçimi tamlaştırarak bireyi yeni bir durum için özgürleştirir; karşılanmayan gereksinim, sert ve zorlayıcı bir yapıya dönüşen bir gerginlik yaratır. Gelişme, kişinin deneylediği şeyi tamamlaması anlamına gelir. Gestalt-terapi burada ve şimdi deneyimin birlik ve bölünmesi üzende çalışmayı amaçlar. Erek, yüzeyde ve derinlikte görülen şeyle bu ıkı düzey arasındaki ayrılık ve sapmalar üzerine burada ve şimdi bir bilinçlenmeye yol açmak üzere, oluşumla (davranış) temel (istek, gereksinim, kesilme) arasındaki ilişkileri yeniden kurmaktır Bu bilinçlenme kişiyi kendi çelişmeleri ve onları ele alma biçimi konusunda kendi başına bir tanıda bu-unmaya ve böylece kendi sorumluluğunu üstlenmeye götürecektir

Perls freudcu psikanalizi, sözselleştırmeyle geçmiş deneyimleri aşırı değerlendirmesinden ve anlıkçılığından ötürü eleştirir. Çözümlemenin karşısına bütünleşmeyi, bilinçdışının (ona göre böyle bir şey yoktur) karşısına da "özne" ve "ego" bölgesini koyar. Öznenin simgesel örgütlenmesini göz önünde bulundurmayan Gestalt-terapinin çalışma alanı, narsıs onarını ve kişisel özdeşlik alanıdır. Kuram, toplumsal işlevler, nevrotık takılmalar ve kül-ürel klişeler engeliyle gizlenen holistik bir kişi görüşüne dayanır.

GESTALT YAKLAŞIMI

Nevzat Erkmen, M.A. & Ph.D., New York Üniversitesi Pedagoji Bölümü
Yenilik, Heyecan, ve Büyüme
Kendi ölüm acımıza katlanabilmemiz ve yeniden doğmamız kolay değildir. - Fritz Perls
İnsan, istediği kişi nasıl olabilir? İçindeki has insanı nasıl doğurabilir? Bunun yolu ne? Kendini bulmaya giden yollar insanların sayısı kadar çok ve çeşitli. Bazıları çıkmaz sokak, ama insan var olduğundan beri bu yol ve yolculuk var.
Nevzat Erkmen ona “Tinsel-Tensel Yolculuk” diyor.
“Dağlarda, kutuplarda ölümle yüzleşen kâşif, uzaydan dünyayı seyreden astronot, yıllardan sonra aradığını bulan bilim adamı, özgürlüğü uğruna tanklara doğru yürüyen kahraman, mağaraların sessizliğinde nefesini izleyen derviş, eserinin güzelliğinde eriyip bütünleşen sanatkâr, hepsi de içlerindeki has insanı fark ediyor.
Geştalt ve Egzistansiyelist Psikoterapi Uzakdoğu’nun Zen ustalarından, Ortadoğu’nun Sufilerinden çok şey öğrendi. Günümüz psikoterapileri ise, temellerinde Psikanaliz kadar Geştalt ve Egzistansiyalist Psikoterapiyi yerleştiriyorlar. Eski mirası alıp yeni yollarla, bitmez tükenmez bir arayışla yeni sentezlere götüren sonsuz bir yol bu. İnsanlar var oldukça, arada yollar parçalanıp ayrılsa da, yeniden birleşip hep daha üst düzeyde yeni uyum ve bütünleşmelerle yolculuk sürecek.
Evet. Yukarıdaki anlatı Frederick S. Perls, Ralph Hefferline ve Paul Goodman’ın birlikte yazdıkları Geştalt Terapisi: İnsan Kişiliğinde Heyecan ve Büyüme adlı iki kitaplık yapıtın birinci kitabından, Psikiyatr Ayça Çerman’ın Geştalt Terapisine ilişkin sözleri.”
Geştalt Yaklaşımı, Dr. Fritz S. Perls’in kurduğu yeni bir sağaltım yöntemi. Freud ile birlikte çalışmış olan Perls, Sonraları Freudçu psikanalizdeki gelişmeleri, Jung, Adler, ve Reich’ın yaklaşımları, Geştalt psikolojisi, anlambilim, sibernetik, davranışçılık gibi batı uygarlığının ve Zen, Yoga, Taoculuk gibi doğu öğretileriyle bütünleştirerek, ulştığı bu son ve en kapsamlı sentezi, California’daki Esalen Enstitü’sünde uygulanmaya başlanmış.
Geştalt Yaklaşımı’nın kurucuları olan Perls, Heferline ve Goodman, Geştalt yaklaşımının yaşama, yani insanın düşünce, eylem ve duygularına en özgün ve en doğal yaklaşım olduğu görüşündeler.
Geştalt Yaklaşımı
Uzun yıllar süren Geştalt bilgi ve deneyiminden sonra içimdeki çocuğu açığa çıkarmaya çalıştım. Perls, Hefferline ve Goodman’ın “Özün Harekete Geçirilmesi” adlı birinci “Alıştırmalar” kitabına İÇİMİZDEKİ ÇOCUK adını da ekleyip, ağır dilini yumuşatarak, Türk okuruna sundum. Dünyayın her yerine yayılan ve Türkiye’de de büyük ilgi görmeye başlayan Geştalt Yaklaşımı, kişinin kendi özünün farkındalığına kavuşarak özünü gerçekleştirmesini amaçlıyor. Farkındalığın vurgulandığı bu çalışmalarla kişinin, belki de uzun yıllar boyunca yitirmiş olduğu ölgünleşmiş yanlarına yeniden canlılık kazandırarak, büyüme ve gelişmesini tamamlamasını sağlıyor.
Geştalt Terapisi: İçimizdeki Çocuk” kitabının okurlarımıza sunulmasının yanı sıra Türkiye’deki uygulamasını da Geştalt Yaklaşımı çalışmalarıyla gerçekleştirmekteyim. Bu çalışmalarımız, kişinin kendi bedenine, duygularına, düşüncelerine ve çevresine ilişkin farkındalığını bileyerek potansiyelinin gitgide daha büyük bölümlerini ortaya çıkarabilmesini sağlıyor.
Bugün ABD’de ve Avrupa ülkelerinde işadamları, üst ve orta düzeyde yönetici, memur ve işçiler, her daldan sanatçılar, sporcular, öğretmenler, öğrenciler ve ev kadınları, kısacası gerek kendilerini gerekse başkalarını daha derinlemesine tanıyıp duyumsayabilmek isteyen ve daha dolu bir yaşam özlemini duyan herkes Geştalt Yaklaşımı’ndan yararlanabiliyor.
Geştalt Yaklaşımı’nın birinci kitabı pratik alıştırmalarıyla kişinin özünü açığa çıkarmasını sağlıyor. İkinci kitapta ise, kuramsal bilgiler sunuluyor.
Alıştırmalı Geştalt Yaklaşımı Çalışmaları
Alıştırmalı Geştalt Yaklaşımı çalışmalarının 4 biçimde uygulanıyor:
Amaçlar : Dört ayrı biçimdeki bu uygulamaların ortak amaçları: bireyin kendi özünü gerçekleştirmesi, başkalarıyla ilişkilerini sağlıklı bir biçimde gerçekleştirebilmesi, gizli kalmış potansiyelini ortaya çıkarması ve streslerden arınması. Her bir çalışma biçiminin kendine özgü amaçları aşağıda ayrı ayrı belirtilmektedir:
1. Bireysel Alıştırmalı Geştalt Yaklaşımı Çalışmaları : Bir kişiyle, ya da iki kişden oluşan çiftlerle yapılan çalışma, haftada 1.5 saat: 18 hafta. (6 haftalık yoğunlaştırılmış bir çalışma da yapılabiliyor.) Bireysel uygulamanın amacı: grup çalışmasına hazır olmayan kişilere olanak sağlanması; bir kişi üzerinde daha yoğun bir şekilde çalışılabilmesi.
2. Alıştırmalı Geştalt Grup Çalışmaları : Kadın erkek sayısı dengelenmiş, 8-14 kişilik gruplarla haftada 2 saat: 18 hafta. (6 haftalık yoğunlaştırılmış bir çalışma da yapılabiliyor.) Grup uygulamasının amacı: kişilere, kendisini tanırken, başkalarını da tanıma olanağının sağlanması, grup oyunlarının oynanabilmesi, başkalarıyla ilişkilerin geliştirilebileceği bir laboratuvar işlevini görmesi.
3. Farkındalıklı Yaşam Grupları : Özel ya da resmi kuruluşlarda çalışanlar (işadamları, üst ve orta kademe yöneticileri, memur ve işçiler), tiyatro oyuncuları vb. için grup çalışmaları. Süre sınırsız, katılımcı sayısı değişken. Amacı: Geştalt Yaklaşımı Çalışmalarının “ortak amaçları”nda sayılan özelliklerden şirket çalışanlarının kendi kişisel ve çalıştıkları kuruluşların hedeflerini destekleyici biçimde yararlanmalarının sağlanması. Her tür çalışmadaki ortak “Psiko-Pedagojik” çalışlamara ek olarak “Bedensel Farkındalık”, Doğal Beslenme” (İçinizdeki İnce Siz programı) ve “Meditasyon” etkinliklerine katılabilme olanaklarının sağlanması.
4. Erotik Açılımlar Grup Çalışmaları : Bu gruplarda da çalışma haftada 2 saat ve 18 hafta (yoğunlaştırılmış 6 hafta), kadın-erkek sayısı gene dengelenmiş 8-14 kişi. Amacı: bu çalışmalarda katılanların farkındalıklarını arttırarak, cinselliğe ilişkin içsel çatışmalarını çözebilmelerine olanak sağlanıyor. Kadınlara ve erkeklere özgü “Erotik Açılım Alıştırmaları”ndan da ayrıca yararlanılıyor.
Geştalt Yaklaşımı Çalışmalarının İçeriği
Grup çalışmalarına hazır olmayan kişilere uygulanan bireysel çalışmanın içeriği, yarım saatlik psiko-pedagojik alıştırmalarla beraber bir, ve yarım saat süren sıcak sandalye alıştırması.
Grup çalışmalarında ise, bireysel çalışmaya ek olarak yarım saatlik grup oyunları alıştırması uygulanıyor. Farkındalıklı yaşam grupları çalışmalarının içeriği ise oldukça kapsamlı. Psiko-Pedegojik Geştalt alıştırmalarının yanı sıra bir çok etkinlik söz konusu.
Geştalt yaklaşımı çalışmaları, kişinin kendi bedenine, duygularına, düşüncelerine ve çevresine ilişkin bilinçliliğini bileyerek potansiyelinin gitgide daha büyük bölümlerini ortaya çıkarabilmesini sağlıyor.
Bedensel Farkındalık Çalışmaları
Bedensel farkındalık çalışmaları Yoga’nın çağdaş insanlarca kolaylıkla uygulanan bölümlerinden oluşuyor. Batı tıbbının ulaştığı bilgi birikiminden yararlanılarak geliştirilmiş olan “Total Fitness” çalışmaları uygulanıyor. Beş bin yıllık doğu bilgeliğinin, şimdi ABD, Avrupa ülkeleri, Japonya ve artık Türkiye’de yaygın olarak yararlanılmaya başlanmış olan öğretilerinden, Tai Chi Chuan, Shiatsu ve Esalen Masajı da bu çalışmalarda uygulanıyor.
Doğal Beslenme
Kişiyi o kişi yapan şey, öğrendikleri, düşündükleri, inandıkları şeyler ve kültürü, kısacası, özümsediği (kendinin kıldığı) şeyler olduğu kadar yediği şeylerdir de. Doğal beslenme çalışmasında yaşlılıkları ve hastalığı önleyici, kiloları dengeleyici beslenmeye ilişkin etkinliklere yer veriliyor.
Meditasyon
Doğru biçimde yapılması öğrenildikten sonra, meditasyon, kişinin evinde, bürosunda ve her yerde birkaç dakika uygulayarak özündeki gizli enerjiyi ortaya çıkarabileceği, stresleriyle baş edebileceği, dinginleşerek isabetli kararlar verebileceği bir esneklik durumuna geçmesini sağlıyor. Japonya’da çok eskiden beri, ve son 50 yıldan bu yana batı ülkelerinde meditasyonun olumlu etkilerinden, işyerlerinde, orduda, okullarda ve spor karşılaşmalarında verimliliği artırmak için uygulanan bir yöntem. Bireyler de, meditasyon yaparak çoğu psikosomatik rahatsızlıklardan kurtulabiliyor, önlerindeki işe açık bir zihinle dönebiliyor. Böylece kavuşulan huzurluluk, aile, iş ve toplumsal yaşamın bütün öbür yanlarına da yansımış oluyor. Düzenli meditasyon yapan kişilerin az çok bağımlı oldukları aspirin, alkol, sigara vb. bir takım alışkanlıklarından vazgeçmelerini sağlıyor.



...

İnsanlığın, bilinç, düşünce, mantık, problem çözme olgularıyla kucaklaşmaya başladığı ilk zamanlardan bu yana, en önemli sorunsallarından biri, hiç şüphe yok ki zihin-beden ikilemidir. İnsanı çıkış veya varış noktası olarak ele alan her ürün, bu sorunsalın çelik ağlarında çırpınmakta olan bir kuş gibidir. İnsanlığı bugüne getiren-kimi hâlâ egemen, kimi şimdi sinmiş-çeşitli kültür nehirlerinin çoğunluğunun mirası, ikilemci bir zihindir. Sadece, zihin-beden olarak şekillenen bu sorunsal değil, daha pek çok yaşam algılaması, ikilemci değerlendirmelere mahkûm kalmıştır
İnsanı çevresi üzerinde hâkim duruma getirecek, onun üzerinde manipülasyon yapabilmesini sağlayacak endüstriyel uğraşların nefesinin tükendiği noktada, çevreyi ve kendini toptan ele alacak genel anlamlandırılmaların gereği ortaya çıkıyordu. Önce mitoloji olarak, dinler olarak, çeşitli inanış bütünleri olarak ortaya çıkan bu çabalar, sonradan "Neden?" sorusuna en saf yanıtı vermeyi hedefleyen sebep-sonuç bağlantılarını gündeme getirdi. Doğaldır ki bu noktada, bağımlı ve bağımsız değişken olarak saptanan oluşların, yaşamın kendi gerçeğiyle nasıl bir "birebirlik" yaşadığı tartışma konusudur. Bu "birebirliğin" varolduğunu söylemek pek kolay değildir. Burada söz konusu olan daha çok, "birebirlik" varsayan bir uzlaşmadır. Bu uzlaşmayı sağlayan ise Kuhn'un deyişiyle o günün paradigmasıdır. Bugün görülen odur ki, günlük yaşamdan, en ince bilimsel ayrıntılara kadar hüküm süren paradigma "İkilemci" bir paradigmadır. Bu gerçeği yadsımak veya alternatifler aramak bile çoğu zaman ikilemci çabalar oluşturmaktadır. Bunun en büyük nedeni ise, düşüncemizin dilimizle koşullanmış olması ve dilin de koyu bir ikilemci yapısının olmasıdır.
Bilgisayar teknolojisindeki son bulgular veya gitgide gelişen hologram tekniği zihin-beden ikileminde yeni anlayışlar getirip, ikilemci yapıyı zorlamakta olsa da, bugünün derin kökler salmış, kurumsallaşmış bilimleri bu ikilemci yapıya dört elle sarılmaktadırlar. Biraz daha, bu eserin parmaklarını dokunduğu toprağa yönelirsek, görüyoruz ki, ilkel toplumlardan bu yana varolan zihin-beden ikilemi, son bir asırdır, insan duygu-düşünce ve davranışlarının anlaşılmasında, bir zihinci-bedenci zıtlaşması doğurmuştur. Psikiyatri-Psikoloji çekişmesi (diğer ülkelerde bu kadar kabaca olmasa da) sadece Türkiye'ye mahsus değildir. Bir biyoloğun şizofrenide dopamin nörotransmitırının yükselişi o kadar sabit ve bariz bir gerçek iken, psikologların niye hâlâ aile sistemleriyle uğraştığını anlamaması; zihincilerin de, bedencilerin, yukarıdaki örnekte olduğu gibi, sebep ve sonuçları birbirine karıştırdıklarını iddia etmesi sadece bizim kültüre özgü değildir.
Ne var ki, zihin ve beden kamplarını, kendi içlerinde homojen farz etmek de son derece yanlıştır. Zihinciler de kendi aralarında, bir sürü ikilemler yaratarak bölünmüşlerdir, tıpkı bedencilerde olduğu gibi! Zihincilerin bir kısmı psikanaliz çatısı altındayken, diğerleri davranışçılığı, bilişsel ekolü, varoluşçu yaklaşımı ve burada sayılamayacak kadar yüksek sayıda diğer çerçeveleri seçmişlerdir. Ve işin en ilginci, bir ekole bağlanan kişi, çeşitlilik içinde, hemen bir ikilemci arayışa girmiştir: "Benim ekolüm ve diğeri" yani "Doğru olan ve yanlışlar!" Dinde, okültizmde, -bir yere kadar- sanatta görüp, yapıları gereği, normal karşıladığımız bu tutumun, bilimin pek çok kanadına egemen olması enteresandır. Herkes kendini "tek doğru", diğerlerini yalan gördüğüne göre, piyasada dolaşan teorilerin "n-1"i yanlıştır, yani, biri haricinde hepsi çöpe atılabilir. O halde, ortada bir sürü şarlatan profesör, dolandırıcı üniversite, yalan kitap vardır. Ancak ne mutlu ki, çok küçük bir azınlık haricindekiler için bunları söylemeyiz. Bugün bilim adamı farkındadır ki, gerçeği olduğu gibi algılayabilme ve bilgiye aktarabilme devrelerindeki zorluklarımızın doğurduğu bu tuhaf ve komik durum bir şekilde aşılmalıdır. İşte, bu devrede "eklektizm" olarak adlandırabileceğimiz, değişik deneyim ve bilgilerden aynı anda yararlanabilme, ortak bir kullanım yolu bulma çözümü ile tanışmaya başlıyoruz. Bu noktada, Geştalt yaklaşımı özel bir önem ve anlam kazanıyor. Bilhassa, ikilemci düşüncenin en ağır darbeleri zihin-beden ayrımında vurduğunu düşünürsek, bu nokta üzerinde alternatifleri olan Geştalt'a kulak vermek gerekecektir.
Nevzat Erkmen


...


"Geştalt ve Egzistansiyalist Psikoterapi Uzakdoğu’nun Zen ustalarından, Ortadoğu’nun Sufilerinden çok şey öğrendi. Günümüz psikoterapileri ise, temellerine Psikanaliz kadar Geştalt ve Egzistansiyalist Psikoterapiyi yerleştiriyorlar. Eski mirası alıp yeni yollarla, bitmez tükenmez bir arayışla yeni sentezlere götüren sonsuz bir yol bu. İnsanlar var oldukça, arada yollar parçalanıp ayrılsa da, yeniden birleşip hep daha üst düzeyde yeni uyum ve bütünleşmelerle yolculuk sürecek. ""
—Dr. Med. Ayça Çerman, Psikiyatr

 
  Bugün 19 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol